aman can

By amanhem

zaman, hürriyet, milliyet, sabah, cumhuriyet, radikal

Gül, krizi nasıl yönetecek?

By amanhem

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin dünkü açıklamasında, yaşanmakta olan yönetim krizinin sinir uçlarına dokunan bazı kilit ifadeler vardı.
Örneğin, “cepheleşmenin anayasal kurumlara sirayet etmesi”. Örneğin, bu kurumların içine girdiği “bildiri savaşı”. Örneğin, işin “şirazesinden çıktığının” saptanması, Türkiye’nin “nereye sürüklendiğinin” sorulması; “anayasal kriz” ve nihayet “rejim krizine” doğru gidildiği uyarısında bulunulması.
Uzun açıklaması sonunda Bahçeli Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e anayasal görevini hatırlatarak şu çağrıda bulundu:
l “Anayasa’nın 104. maddesi uyarınca “Anayasa’nın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetme” görev ve yetkileri Sayın Cumhurbaşkanı’nın uhdesindedir.
Bugün gelinen noktada Cumhuriyetin Temel Organları arasında aleni bir çatışma yaşanıyor olması karşısında, Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu konuda inisiyatif alması yerinde ve yararlı olabilecektir.
Bu amaçla konunun bütün yönleriyle bir diyalog ortamında ele alınarak bu çatışmalara son verilmesi için Sayın Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında Yasama, Yürütme ve Yargı kurumları başkanlarının bir araya gelmesi üzerinde durulmalıdır.”
Bahçeli’nin Gül’e anayasal görevini hatırlatmasına ihtiyaç var mıydı? Demek ki Bahçeli bir muhalefet lideri olarak o ihtiyacı duydu.
Açıkçası Bahçeli, Gül’ü bir rejim krizi konusunda uyardı ve krizi yönetmeye davet etti.
Gül ne diyecek?
Konu, öğleden sonra, tam olarak Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile 50 dakika kadar süren düzenli görüşmesini yapmasının ardından bir kabul sırasında gazeteciler tarafından Gül’e soruldu: Girişimde bulunacak mıydı?
Gül’ün yanıtı “Önüme yeni geldi. İnceliyorum, değerlendireceğiz” oldu.
Bu ‘bardağın yarısı dolu’ türünden ortada bir yanıt kabul edilmeli. En azından Cumhurbaşkanı bu hatırlatmayı ve öneriyi peşinen geri çevirmemiştir denebilir.
Ancak Gül, önüne gelen Bahçeli açıklamasını okuduğu zaman, “Rejim krizine gidiş” olarak adlandırdığı duruma zemin oluşturan unsurların, AK Parti’ye ağır suçlamalar içerdiğini de görecek.
Bazılarını aktaralım:
l “Başbakan Erdoğan ve AKP, bağımsız Türk yargısını hedef alan, hukuk ve ahlak dışı bir taciz, tehdit ve terör kampanyası başlatmış”, (..) “yargıya karşı adeta cihat ilan etmiş”, (..) Anayasa Mahkemesi’ni baskı altına almak için yabancı başkentlerde yargıyı ihbar turlarına çıkmış”, (..) Anayasa Mahkemesi kararının ne olması gerektiği konusunda da yol gösterilmeye yeltenilmiştir”.
Bahçeli, 21 Mayıs’taki (içeriğine tam katılmadığını söylese de) Yargıtay Başkanlar Kurulu açıklamasının “yargıyı hedef alan sistemli tahrik ve tehditlerin sürdüğü” böyle bir ortamın sonucu olduğunu da vurguladı açıklamasında.
Gül’ün içinden geldiği AK Parti’ye yönelik bu ağır suçlamaları okuyup, bunların yol açtığı söyelenen bir krizi yönetmeye talip olması zor bir karar olacak. Doğrusu MHP lideri, Gül’ü zor bir kararla karşı karşıya bıraktı.
Zor ama önemli görev
Üstelik bu krizin merkezinde yer alan Kapatma Davası’nın muhataplarından biri de Cumhurbaşkanı Gül. Dolayısıyla bu konuda atacağı her adım çok dikkatli olmak zorunda; aksi halde başta muhalefet olmak üzere, çabalarını ‘kendisini kurtarmaya çalışmak’ olarak boşa çıkarmak isteyenler çıkabilir.
Gül’ün böyle bir girişimine MHP lideri Bahçeli’nin katkı vereceğini çağrıyı yapmasından varsayabiliriz.
Peki CHP lideri Deniz Baykal ne diyecek? Baykal daha önce Irak ve terörle mücadele konusunda Gül’ün konuşma ve yemek davetine olumlu yanıt verdi.
Ama Gül’ün 23 Nisan münasebetiyle yaptığı davete gitmedi. nedenlerini de geçen CHP, Grup toplantısında “Gösterişle, nümayişle işimiz yok” diye açıkladı.
Bir zorluk da, Bahçeli’nin Gül’e çağrısının yalnız parti gruplarını değil, yasama, yürütme, yargı kurumlarının başlarını da kapsaması.
Ama bütün bunlar, Gül’ün Anayasa’nın 104’üncü maddesinde yazılı “Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetme” görevine engel mi olmalı? Gül, Kapatma Davası’nın oluşturduğu atmosferin anayasal görevlerini yerine getirmesine engel olmasına izin mi vermeli? Yoksa sorunun üzerine, siyaset gömleğini çıkarmış ve yürütmeye karşı denetleme-dengeleme görevi olan bir Cumhurbaşkanı sıfatıyla, uygun yöntemlerle gitmeyi tercih mi etmeli? Cumhurbaşkanı’nın alacağı zor, ama önemli bir karar olacak.

 

Murat Yetkin 23-mayıs-2008 radikal

Benzer Yazılar



No Comment

Yorum Gönder